Sembolizm’den Empresyonizm’e geçiş sürecinde özellikle üç sanatçı benzersiz arayışların temsilcileri olarak önem kazanmışlardır. Sembolist ressam Arnold Böcklin’in çoğunlukla mitolojiden esinlenerek oluşturduğu eserlerinde simgecilik büyük bir yer edinmiştir ve sanatçı, resimlerinde ölümü sembolleştirmiştir. Lovis Corinth, izlenimci doğa ve manzara resimlerinin yanı sıra mitolojik ve dini sahneleri tasvir ettiği resimleriyle ünlenmiştir. Sembolizm’in, Polonyalı temsilcisi ressam Jacek Malczewski’deki yansıması daha karmaşık olmuştur. Ressam, dini kökeninin yansıması olarak, geleneksel kültür ve mitolojik konuları hayal gücüyle buluşturan eserler üretmiştir. Politik simgeler ve hatta savaşları ön plana koyduğu eserlerinde daima ölümü ana tema olarak kullanmıştır.