- 31 Ekim 2017
- Yayınlayan: Jülide Erdoğan
- Kategori: Sürdürülebilirlik
Günlük yaşantımızın temposu içinde kendimizi kaybetmişken aslında dünya o kadar hızlı değişip dönüşüyor ki hissetmek bir yana farkına bile varamıyoruz. Bazen yoğun final dönemleri, bazen yıl sonu kapanış raporları, bazense uzun planlama süreçleri derken yeryüzündeki deformasyon gözümüzden kaçıyor.
Dünyada 1990–2015 yılları arasında 129 milyon hektar orman kesildi. Daha iyi anlamak için bu gerçeği bir de şöyle görelim; yok edilen bu alan Güney Afrika’nın yüzölçümüyle eşit! Yeşil alanlardaki bu yok edilişin temel nedenini insanoğlunun herşeye karşı artan talebi ve ona bağlı yaşanan yapılaşma olarak görebiliriz. Biz ne kadar çok ekmek istersek o kadar çok fırın yapılır; ne kadar çok kıyafete ihtiyaç duyarsak, o kadar çok fabrika kurulur. Şimdi sebepler serisinde bir geri adım atıyoruz ve karşımıza dünya nüfusunun hızlı artışı geliyor. Çünkü herşeye karşı artan talebin nedeni de hızlı nüfus artışı şüphesiz.
Rakamlarla Dünyada Nüfus Artışı
Gelin bizi şaşırtacak ve belki de aksiyon almamızı sağlayacak dünyanın artan nüfusuna dair bir kaç veriye göz atalım. (Anlık olarak bu siteden görebilirsiniz: http://www.worldometers.info )
- Bugün itibariyle dünyamızda yaşayan 7,525,582,732 kişi var.
- İnsanoğlu, 1 milyar nüfusa yeryüzüne gelişinden 1800 yılına kadarki uzun süreçte erişti.
- Nüfusun 2 milyara ulaşması 130 yıl (1930), 3 milyara ulaşması 30 yıl (1959), 4 milyara ulaşması 15 yıl (1974), 5 milyara ulaşması 13 yıl (1987), 6 milyara ulaşması 12 yıl (1999) ve 7 milyara ulaşması da 12 yıl aldı (2011).
- Dünya nüfusunun 2100 yılında 11,2 milyar olması öngörülüyor.
- Küresel ortalama yaşam beklentisinin 2100 yılında 83 yıl olması bekleniyor.
Nüfus artış hızına ve etkilerine bakarak geç kalmadan çevrenin korunmasına yönelik efektif yöntemler üretmemiz gerektiği sonucuna varabiliriz. Halihazırdaki yöntemleri düşünürsek çoğumuzun aklına geri dönüşüm çözümleri gelecektir. Örneğin mahallemizdeki cam şişe konteynırları, işyerlerimizdeki atık kağıt ya da mavi kapak kutuları… Günlük koşuşturmacamız içinde atıklarımızı bu kutulara atarız ama bazen de düşünürüz “Acaba gerçekten geri kazanılıyor mu?” diye. Cevabını vereyim. Evet kazandırılıyor, ama malesef yüksek bir verimle değil 😔 Bir sonraki yazıda verimin neden düşük olduğunu anlatacak ve Türkiye’deki geri dönüşümü yazacağım. Görüşmek üzere 👋 😃